T24 Haber Merkezi
Gazeteci yazar Murat Yetkin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Washington’da mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesini ve Türkiye-ABD arasında öne çıkan “pozitif gündemi” yazdı.
“Türkiye-ABD: yeni sayfa açma önündeki büyük engel aşılabilecek mi?” başlıklı yazısında Yetkin, şunları yazdı:
“Gerçekten de görüşme ardından yayınlanan ortak bildiride, NATO zemininde sağlanan İsveç’in üyeliği ve Yunanistan’a F-35 satışına karşı F-16 satış anlaşmasının bu yeni bir sayfa açılmasına dair geniş bir çerçeve çizdiği anlaşılıyor. Görüşmeleri yalnızca siyasi ve askeri boyutta kalmayacağı, ekonomik ilişkilerin krizden çıkma perspektifi taşıyacağı önceden tahmin edilebiliyordu. Ancak ortak bildirinin taşınabilir nükleer santraller diyebileceğimiz “Küçük Modüler Reaktörler” ayrıntısına dek inebileceğini tahmin etmek kolay değildi.
Ortak bildiride işbirliği ve verim vadeden tabloya karşın, on yıldır ağır sınamalardan geçen ilişkilerin o kadar da kolay yoluna girmeyeceğinin işaretleri de saptanabiliyor.”
Yeni sayfa önündeki engel
Türkiye-ABD arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açma önündeki en büyük engeli Fidan’ın ağzından aktaran Yetkin, şunları yazdı:
“Fidan, Türkiye ile ABD ilişkilerinde yeni bir sayfa açma önündeki en büyük engeli aslında basın toplantısında şöyle ifade ediyor:
• “ABD’nin YPG/PKK’ya verdiği desteğin sadece silah değil. Bunun yanında aktarılan kapasite, verilen eğitimler ve oluşturulan kurumsallaşma Türkiye için tehdit.
• “Türkiye Cumhuriyeti devleti, sınırları içerisinde veya dışında kendine tehdit oluşturan bütün tehdit ve terör odakları ile meşru ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde savaşmaktadır ve savaşmaya devam edecektir.
• “Geçici olarak başlattığınız bu sürecin artık bir kalıcılığa dönüşmesinin iki ülke arasındaki stratejik ilişkinin ilerlemesinin önündeki en büyük engel olduğunu söyledik. Bunun bir an önce son bulması, buna bir çözüm getirilmesi gerekiyor, aksi takdirde iki ülke daha büyük bir karşı karşıya geliş riskini taşıyor terör örgütü üzerinden.”
Yeterince açık değil mi? Fidan, ABD’nin IŞİD’le (DEAŞ) mücadele adına PKK’nın Suriye koluna verdiği desteğin, ilişkilerin gelişmesi önündeki “en büyük engel” olduğunu, “bir an önce son bulması” gerektiğini Blinken’a da söylediğini söylüyor.”
Yetkin, yazısını ABD Suriye’nin PKK kolunu desteklemeyi kesebilir mi? Güvenlik kaynakları ABD’nin SDG güçlerini asıl olarak IŞİD’e ya da Türkiye’ye karşı değil gerek duyulduğunda İran’a karşı İsrail’in ileri cephe savunması için desteklediği iddiasında. Fidan’in “bir an önce son bulmalı” dedikten sonra “bir çözüm bulunmalı” diye eklemesinin de bir anlamı olduğu kanısındayım. Türkiye’nin son dönem Irak ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle artan -hatta Fidan Irak’tayken de devam eden- ilişkileri bir “çözüm” adresi olabilir mi?
Yeni sayfa açmak kolay değil, öncelikle mevcut güvensizlik ikliminin aşılması gerekiyor” ifadeleriyle sonlandırdı.
Yazının tamamını okumak için .