Güneş’teki devasa “delik” Dünya’ya döndü: Güneş fırtınaları geliyor
6 mins read

Güneş’teki devasa “delik” Dünya’ya döndü: Güneş fırtınaları geliyor

Kısa bir süre önce Güneş’in ekvatoru yakınlarında koronal delik olarak bilinen devasa bir karanlık bölge ortaya çıktı. Geçici boşluk, alışılmadık derecede hızlı Güneş rüzgarının Dünya’ya doğru püskürtüyor. Meydana gelen bu karanlık bölgeye 60 adet Dünya sığabiliyor. Yüklü parçacıkların Dünya’ya gelmesi ise Kuzey ışıklarına ve daha ciddi sorunlara neden olabilir.

Bu bölgeye 60 Dünya sığabilir

Güneş’in yüzeyinde muazzam büyüklükte bir siyah oluştu ve Güneş rüzgârı olarak bilinen alışılmadık derecede hızlı radyoaktif yüklü ışınları Dünya’ya doğru püskürtüyor. Bilim insanları, 60 Dünya’dan daha geniş olan geçici boşluğun boyutunun ve yönünün, Güneş döngüsünün bu aşamasında daha önce görülmemiş olduğunu söylüyor.

Aktarılanlara göre bu koronal delik olarak bilinen Güneş üzerindeki dev karanlık bölge 2 Aralık’ta Güneş’in ekvatoru yakınında şekillendi ve 24 saat içinde yaklaşık 800.000 kilometrelik maksimum genişliğe ulaştı. Bu siyah kısım 4 Aralık’tan bu yana doğrudan Dünya’ya yönelmiş durumda.

Koronal delik nedir?

Bilmeyenler için küçük bir özet geçelim ve koronal delik kavramını pekiştirelim: Güneş’in en dış tabakası korona olarak adlandırılır ve Güneş’in manyetik alanı, bu görüntülerde gördüğümüz şeyler açısından önemli bir rol oynar. Bu görüntülerdeki parlak alanlar, Güneş’in manyetik alanı tarafından yakalanan sıcak ve yoğun gazları gösterir. Karanlık ve boş görünen alanlar ise Güneş’in manyetik alanının uzaya kadar uzandığı ve bu sıcak gazların kaçabileceği yerlerdir. Bu alanlar, çevrelerine göre daha düşük sıcaklık ve yoğunluklara sahiptir, bu da koronal deliklerin karanlık görünmesine neden olur. Bu nedenle koronal delikler, Güneş’teki gerçek delikler değillerdir, sadece belirli aşırı ultraviyole dalga boylarında öyle görünürler. Koronal delikler Dünya’ya doğru konumlandığında ise artan aurora (Kuzey ışıkları) aktivitesiyle Dünya üzerinde manyetik bozulmalara neden olabilir. Bunlar tipik Güneş lekeleri ile karıştırılmamalı zira koronal delikler ultraviyole ışık haricinde görünmezler.

Etkileri ne olacak?

Uzmanlar başlangıçta bu en son deliğin orta şiddette (G2) bir jeomanyetik fırtınaya yol açabileceğini ve bunun da önümüzdeki birkaç gün boyunca radyo kesintilerini ve güçlü Kuzey ışıklarını tetikleyebileceğini tahmin ediyorlardı.

Ancak Spaceweather.com’a göre, Güneş rüzgârı beklenenden daha az şiddetli olduğu için ortaya çıkan fırtına şu ana kadar G1 seviyesinde yer alıyor. Ancak yüksek enlemlerde Kuzey ışıklarını görmek halen mümkün.

Öte yandan bu koronal deliğin Güneş’te kadar kalacağı belli değil, ancak daha önceki koronal delikler geçmişte tek bir Güneş dönüşünden (27 gün) daha uzun sürmüştü. Fakat zamanda bu delik, Dünya’dan farklı bir konuma dönecektir.

NOAA’ya göre, koronal deliklerden gelen radyasyon akımları normal Güneş rüzgarından çok daha hızlıdır ve genellikle Dünya’nın manyetik kalkanında jeomanyetik fırtınalar olarak bilinen bozulmaları tetikler. Güneş’te Mart ayında ortaya çıkan son koronal delik, altı yıldan uzun bir süredir Dünya’yı vuran en güçlü jeomanyetik fırtınaya neden olmuştu.

Her yönüyle tuhaf

Güneş, solar maksimum olarak bilinen yaklaşık 11 yıllık Güneş döngüsünün zirvesine yaklaşırken, Güneş aktivitesi tüm yıl boyunca artmaya devam ediyor. Ancak, tuhaf bir şekilde, devasa yeni koronal deliğin Güneş aktivitesindeki bu artışın bir parçası olmaması gerekiyor. 

NOAA’ya göre koronal delikler Güneş döngüsü boyunca herhangi bir anda ortaya çıkabilir, ancak aslında Güneş minimumdayken daha sık görülürler. Solar maksimum sırasında ortaya çıktıklarında, normalde Güneş’in kutuplarına yakın yerlerde bulunurlar, ekvatora yakın yerlerde değil. Bu nedenle, Güneş maksimumuna bu kadar yakınken ekvator yakınlarında bu kadar büyük bir deliğin nasıl açıldığı bir muamma.

Bununla birlikte, son birkaç hafta içinde Güneş’in daha aktif hale geldiğine dair çok sayıda başka işaret de ortaya çıktı. 18 Kasım’da Güneş’in bize yakın tarafında en az beş farklı Güneş lekesi grubundan oluşan devasa bir “Güneş lekesi takımadası” ortaya çıktı ve o zamandan beri uzaya düzinelerce Güneş fırtınası püskürttü. 25 Kasım’da Güneş’in ekvatoru yakınında patlayıcı bir “ateş kanyonu” püskürmesi, sonrasında Dünya’ya çarpan ve nadir görülen turuncu auroraları tetikleyen bir koronal kütle atımı (CME) saldı. Ve 28 Kasım’da, “neredeyse X sınıfı” bir Güneş patlaması meydana geldi ve alt enlemlerde Kuzey ışıkları oluşturdu.

Güneş aktivitesindeki bu artışlar muhtemelen Güneş maksimumunun eşiğinde olduğumuzun bir işareti. Ekim ayında bilim insanları Güneş döngüsü tahminlerini revize ettiler ve şimdi nihai zirvenin 2024’ün başlarında başlayabileceğini öngörüyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir